Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu Nedir?


Bu yazımda sizlere konut dokunulmazlığını ihlal suçundan bahsetmek istiyorum. Bu suç; Türk Ceza Kanunu’nun ikinci kitabının “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar”ı düzenleyen yedinci bölümünde düzenlenmiştir.
Konut dokunulmazlığının ihlali
Madde 116- (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Konut; Medeni Kanunu’nun 19. maddesinin 1. fıkrasında, bir kimsenin yerleşim yeri (ikametgâhı), sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olarak tanımlanmıştır. Ceza hukuku bakımından konut; bir kimsenin geçici de olsa oturmak için sığındığı her nevi yerdir.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunda korunan hukuki değer; kişinin hürriyeti aleyhine bir suçtur, konut hakkı, zilyetlik, kişi onuru, kişinin ve kamu düzeninin aleyhine işlenen bir suçtur. Konut dokunulmazlığının ihlali; kişinin kendisine özgü barış ve sükûnunu ve yuvasındaki yaşamın sulh ve selametle cereyanı için varolması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir. Bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükûnu ihlal eyleyen bu fiillerin hürriyete karşı işlenen suçlar arasında bir suç olarak tanımlanması uygun görülmüştür.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun maddi unsurları; girmek, çıkmamak, girmek ve çıkmamak fiillerinin hak sahibinin rızasına aykırı olması.
Kanunda tanımı yapılmayan “girmek” fiilinin konut veya eklentisine yönelik olması gerekir. Bu bakımdan girmek denilince konut veya eklentisine veyahut işyeri veya eklentisine girmek anlaşılmalıdır. Failin konut veya onun eklentisine bütün vücuduyla fiilen dâhil olması halinde hareketin bu şekli gerçekleşir. Bu bakımdan failin vücudunun bir kısmının konuta girmiş olması suçun tamamlanması bakımından yeterli değildir. Böylece bir kimsenin konut veya eklentisine yönelik dışarıdan yaptığı çeşitli hareketler (örneğin; konutun penceresinden içeriye bakma, kapıya kulağını dayama, evin sınırlarını belirleyen duvardan içeriye bakma, cama taş atma, kapı zili çalma gibi) konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturmaz. Konut veya eklentisine nereden girildiğinin önemi yoktur. Konuta; pencereden, çatıdan, bacadan girildiği hallerde de suç oluşur. Konuta mutlaka yürüyerek girmek de şart değildir. Örneğin; otomobille, helikopterle ya da paraşütle girmek de suçu oluşturur.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunda yaptırıma bağlanan seçimlik hareketlerden ikincisi; hak sahibinin rızası ile girilen konuttan “çıkmamak”tır. Çıkmamak fiilinin meydana gelmesi, hak sahibinin söz, hareket ve tavırlarıyla kendisini çıkmaya davet etmesine rağmen, failin rıza ile girilen yerden ayrılmamasına bağlıdır. Türk Ceza Kanunu’nda fiili bir hal ve durum teşkil eden çıkmamak hareketinin ne kadar devam etmesi gerektiği konusunda bir açıklık mevcut değildir. Ancak suçun oluşması için hukuka aykırı durumun belirli bir süre devam etmesi gerekir. Bu bakımdan dışarı çıkması konusunda ihtar edilen bir kimsenin bir an için tereddüt etmesi çıkmamak sayılmaz. Yine hak sahibinin çıkmaya davet etmesi üzerine esasen bir iradeye aykırı hareket etmek istemeyen failin konutta bir süre kalması zorunlu ise (örneğin; eşyalarını toplamak için kalması) konut dokunulmazlığını ihlal suçunun çıkmamak unsurunu oluşturmaz. 
Türk Ceza Kanunu’nun 116. maddesine göre; girmek ve çıkmamak fiillerinin hak sahibinin “rızasına aykırı olarak” gerçekleşmesi gerekir. Konuta veya eklentisine hile ile gizlice girildiğinde ya da rıza ile girilip bu hallerden biri vasıtasıyla çıkılmadığında; hak sahibinin rızası hilafına hareket edilmiş olur. 
Gizlice konuta girildiğinde; hak sahibinin bu durumdan haberi yoktur, bu nedenle rızasının bulunması mümkün değildir. Rızanın bulunmadığı açık ya da zımni olarak belirtilebilir. Hak sahibi iradesini yazılı veya sözlü açıklayabileceği gibi bazı işaret ve maddi engellerle de açıklayabilir (örneğin; bahçenin etrafını yüksek duvarlarla çevirmek, bahçe kapısına zil, kilit takmak gibi). Ancak suçun gerçekleşmesi için mutlaka engellerin bulunması ve failin bunları aşması şart değildir. Konutun veya eklentisinin kapısı açık da olsa, hak sahibinin rızası yoksa suç oluşur. Konut dokunulmazlığını ihlal fiili sırasında hak sahibinin konutta bulunması şart değildir.
Hile ile konuta girildiğinde ise; hak sahibinin iradesi yanıltılmıştır ve verilen rıza geçerli değildir. Hile; bir şahsın kasıtlı olarak aldatılmasıdır. Örneğin; failin kendisini elektrikçi, su tesisatçısı olarak tanıtması, sahte isim ve sıfat kullanması, ev sahibinin bir yakınının sesini taklit etmesi gibi. 
Suçun faili; herkes olabilir. Mağdur; konutta yaşayan hak sahibi kişilerdir. Aile fertleri aynı konutta birlikte yaşıyorlarsa, bu konut dâhilinde birbirlerine karşı bu suçu işlemeleri mümkün değildir. Aile fertleri olmakla beraber, birlikte yaşamayan kimseler arasında konut dokunulmazlığını ihlal suçunun işlenmesi mümkündür. Karı veya koca, evlilik birliği devam ettiği ve hâkim tarafından ayrılık kararı verilmediği müddetçe birbirlerine karşı bu suçu işleyemezler.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun manevi unsurları; bu suç kasten işlenebilir. Bu suçun taksirle işlenen şekli cezalandırılmaz.

Daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsurlar; 
-Fiilin cebir ve tehdit kullanılmak suretiyle işlenmesi
-Suçun gece vakti işlenmesi
-Silahla,
-Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
-Birden fazla kişi tarafından birlikte,
-Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
-Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
Suçun soruşturma usulü; konut dokunulmazlığını ihlal suçunun takibi şikâyete bağlıdır. Konutta birden fazla kimse ikamet etmekte ise (örneğin; aile üyeleri) bunların her birinin şikâyet hakkı vardır. 
Yukarıda özetle bahsetmeye çalıştığım suç tipi ile hiçbir zaman ne fail ne de mağdur olarak karşılaşmamanızı diliyor, bu suç tipini görgü tanığı olarak görmeniz/duymanız halinde vatandaşlık görevi olarak mutlaka kolluk kuvvetlerine ihbar etmeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle.



ÇALIŞMA ALANLARI

EREN & GONCE
HUKUK ve DANIŞMANLIK


Kurucu ortaklar Av. Aylin Esra EREN ve Av. Gizem GONCE; Ticaret Hukuku, Deniz Ticaret Hukuku, Sözleşmeler Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, Aile Hukuku ve Ceza Hukuku alanlarında tecrübe edinmiş, çözüm odaklı bakış açısına sahip, teknik bilgileri ve edindikleri tecrübeleri harmanlamış uzman avukatlardır. EREN & GONCE Hukuk Danışmanlık Bürosu; müvekkilleri için hızla sonuç almayı ilke edinen, bilgili, azimli, yaratıcı avukatlarıyla olumlu sonuçlar almayı hedefler.

Devamı...
BİZİ TAKİP EDİN

Bizimle ilgili en güncel gelişmelerden haberdar olmak için Sosyal Medya da bizi takip etmeyi unutmayın.

BİZE ULAŞIN

Nispetiye Cad. Safir Apt. No: 9 D: 4
Levent – Beşiktaş / İstanbul


info@erengoncehukuk.com


+90 212 284 55 66
Tüm Hakları Eren Gonce Hukuk ve Danışmanlık Tarafından Saklıdır. © 2020
Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu Nedir?


Bu yazımda sizlere konut dokunulmazlığını ihlal suçundan bahsetmek istiyorum. Bu suç; Türk Ceza Kanunu’nun ikinci kitabının “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar”ı düzenleyen yedinci bölümünde düzenlenmiştir.
Konut dokunulmazlığının ihlali
Madde 116- (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Konut; Medeni Kanunu’nun 19. maddesinin 1. fıkrasında, bir kimsenin yerleşim yeri (ikametgâhı), sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olarak tanımlanmıştır. Ceza hukuku bakımından konut; bir kimsenin geçici de olsa oturmak için sığındığı her nevi yerdir.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunda korunan hukuki değer; kişinin hürriyeti aleyhine bir suçtur, konut hakkı, zilyetlik, kişi onuru, kişinin ve kamu düzeninin aleyhine işlenen bir suçtur. Konut dokunulmazlığının ihlali; kişinin kendisine özgü barış ve sükûnunu ve yuvasındaki yaşamın sulh ve selametle cereyanı için varolması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir. Bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükûnu ihlal eyleyen bu fiillerin hürriyete karşı işlenen suçlar arasında bir suç olarak tanımlanması uygun görülmüştür.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun maddi unsurları; girmek, çıkmamak, girmek ve çıkmamak fiillerinin hak sahibinin rızasına aykırı olması.
Kanunda tanımı yapılmayan “girmek” fiilinin konut veya eklentisine yönelik olması gerekir. Bu bakımdan girmek denilince konut veya eklentisine veyahut işyeri veya eklentisine girmek anlaşılmalıdır. Failin konut veya onun eklentisine bütün vücuduyla fiilen dâhil olması halinde hareketin bu şekli gerçekleşir. Bu bakımdan failin vücudunun bir kısmının konuta girmiş olması suçun tamamlanması bakımından yeterli değildir. Böylece bir kimsenin konut veya eklentisine yönelik dışarıdan yaptığı çeşitli hareketler (örneğin; konutun penceresinden içeriye bakma, kapıya kulağını dayama, evin sınırlarını belirleyen duvardan içeriye bakma, cama taş atma, kapı zili çalma gibi) konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturmaz. Konut veya eklentisine nereden girildiğinin önemi yoktur. Konuta; pencereden, çatıdan, bacadan girildiği hallerde de suç oluşur. Konuta mutlaka yürüyerek girmek de şart değildir. Örneğin; otomobille, helikopterle ya da paraşütle girmek de suçu oluşturur.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunda yaptırıma bağlanan seçimlik hareketlerden ikincisi; hak sahibinin rızası ile girilen konuttan “çıkmamak”tır. Çıkmamak fiilinin meydana gelmesi, hak sahibinin söz, hareket ve tavırlarıyla kendisini çıkmaya davet etmesine rağmen, failin rıza ile girilen yerden ayrılmamasına bağlıdır. Türk Ceza Kanunu’nda fiili bir hal ve durum teşkil eden çıkmamak hareketinin ne kadar devam etmesi gerektiği konusunda bir açıklık mevcut değildir. Ancak suçun oluşması için hukuka aykırı durumun belirli bir süre devam etmesi gerekir. Bu bakımdan dışarı çıkması konusunda ihtar edilen bir kimsenin bir an için tereddüt etmesi çıkmamak sayılmaz. Yine hak sahibinin çıkmaya davet etmesi üzerine esasen bir iradeye aykırı hareket etmek istemeyen failin konutta bir süre kalması zorunlu ise (örneğin; eşyalarını toplamak için kalması) konut dokunulmazlığını ihlal suçunun çıkmamak unsurunu oluşturmaz. 
Türk Ceza Kanunu’nun 116. maddesine göre; girmek ve çıkmamak fiillerinin hak sahibinin “rızasına aykırı olarak” gerçekleşmesi gerekir. Konuta veya eklentisine hile ile gizlice girildiğinde ya da rıza ile girilip bu hallerden biri vasıtasıyla çıkılmadığında; hak sahibinin rızası hilafına hareket edilmiş olur. 
Gizlice konuta girildiğinde; hak sahibinin bu durumdan haberi yoktur, bu nedenle rızasının bulunması mümkün değildir. Rızanın bulunmadığı açık ya da zımni olarak belirtilebilir. Hak sahibi iradesini yazılı veya sözlü açıklayabileceği gibi bazı işaret ve maddi engellerle de açıklayabilir (örneğin; bahçenin etrafını yüksek duvarlarla çevirmek, bahçe kapısına zil, kilit takmak gibi). Ancak suçun gerçekleşmesi için mutlaka engellerin bulunması ve failin bunları aşması şart değildir. Konutun veya eklentisinin kapısı açık da olsa, hak sahibinin rızası yoksa suç oluşur. Konut dokunulmazlığını ihlal fiili sırasında hak sahibinin konutta bulunması şart değildir.
Hile ile konuta girildiğinde ise; hak sahibinin iradesi yanıltılmıştır ve verilen rıza geçerli değildir. Hile; bir şahsın kasıtlı olarak aldatılmasıdır. Örneğin; failin kendisini elektrikçi, su tesisatçısı olarak tanıtması, sahte isim ve sıfat kullanması, ev sahibinin bir yakınının sesini taklit etmesi gibi. 
Suçun faili; herkes olabilir. Mağdur; konutta yaşayan hak sahibi kişilerdir. Aile fertleri aynı konutta birlikte yaşıyorlarsa, bu konut dâhilinde birbirlerine karşı bu suçu işlemeleri mümkün değildir. Aile fertleri olmakla beraber, birlikte yaşamayan kimseler arasında konut dokunulmazlığını ihlal suçunun işlenmesi mümkündür. Karı veya koca, evlilik birliği devam ettiği ve hâkim tarafından ayrılık kararı verilmediği müddetçe birbirlerine karşı bu suçu işleyemezler.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun manevi unsurları; bu suç kasten işlenebilir. Bu suçun taksirle işlenen şekli cezalandırılmaz.

Daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsurlar; 
-Fiilin cebir ve tehdit kullanılmak suretiyle işlenmesi
-Suçun gece vakti işlenmesi
-Silahla,
-Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
-Birden fazla kişi tarafından birlikte,
-Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
-Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
Suçun soruşturma usulü; konut dokunulmazlığını ihlal suçunun takibi şikâyete bağlıdır. Konutta birden fazla kimse ikamet etmekte ise (örneğin; aile üyeleri) bunların her birinin şikâyet hakkı vardır. 
Yukarıda özetle bahsetmeye çalıştığım suç tipi ile hiçbir zaman ne fail ne de mağdur olarak karşılaşmamanızı diliyor, bu suç tipini görgü tanığı olarak görmeniz/duymanız halinde vatandaşlık görevi olarak mutlaka kolluk kuvvetlerine ihbar etmeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle.



ÇALIŞMA ALANLARI

EREN & GONCE
HUKUK ve DANIŞMANLIK


Kurucu ortaklar Av. Aylin Esra EREN ve Av. Gizem GONCE; Ticaret Hukuku, Deniz Ticaret Hukuku, Sözleşmeler Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, Aile Hukuku ve Ceza Hukuku alanlarında tecrübe edinmiş, çözüm odaklı bakış açısına sahip, teknik bilgileri ve edindikleri tecrübeleri harmanlamış uzman avukatlardır. EREN & GONCE Hukuk Danışmanlık Bürosu; müvekkilleri için hızla sonuç almayı ilke edinen, bilgili, azimli, yaratıcı avukatlarıyla olumlu sonuçlar almayı hedefler.

Devamı...

BİZİ TAKİP EDİN

Bizimle ilgili en güncel gelişmelerden haberdar olmak için Sosyal Medya da bizi takip etmeyi unutmayın.

BİZE ULAŞIN

Nispetiye Cad. Safir Apt. No: 9 D: 4
Levent – Beşiktaş / İstanbul


info@erengoncehukuk.com


+90 212 284 55 66
Tüm Hakları Eren Gonce Hukuk ve Danışmanlık Tarafından Saklıdır. © 2020